Trans yağ asitleri, trans konfigürasyonunda en az bir çift bağa sahip doymamış yağ asitleridir. Bu yağ asitleri, süt ürünlerinde ve diğer doğal yağlarda ve bazı bitkilerde doğal şekilde bulunur. Bununla birlikte beslenmede trans yağ asitlerinin ana kaynağı, bitkisel veya deniz yağlarının endüstriyel hidrojenasyonudur. Trans yağ asitleri, çeşitli metabolik ve fonksiyonel bozukluklara neden olmaktadır. Ancak sağlık etkileri ile ilgili temel endişe, bu izomerlerin doymuş yağ asitlerine yapısal benzerliği, spesifik metabolik fonksiyonların eksikliği ve bunun temel unsurlarla rekabetinden kaynaklanmaktadır.
Trans yağ asitlerinin vücuda alınması ile kötü kolesterol seviyesi yükselmekte, buna karşılık iyi kolesterol seviyesi düşümektedir. Bu nedenle trans izomerleri, doymuş yağ asitlerine göre daha fazla kolesterol bozukluğuna neden olmaktadır.
Kısaca insan sağlığı, özellikle de kalp ve damar hastalıkları üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle trans yağ asitleri içeren gıdaların tüketilmesine yönelik endişeler artmaktadır. Bu nedenle gıdalarda trans yağ asitleri oluşturan süreçleri ve bunları en aza indirecek alternatifleri dikkate almak gerekmektedir. Trans yağ asitleri oluşumuyla sonuçlanan süreçler arasında, bitkisel yağların hidrojenlenmesi, yemeklik yağ rafine etme, et ışınlaması ve yiyecek kızartma öne çıkmaktadır.
Kuruluşumuzda gerçekleştirilen test, analiz, ölçüm ve değerlendirme çalışmalarında, ulusal ve uluslararası standartlara ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uyulmakta ve güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir. Bu çalışmalar, en son teknolojik ekipmana, yetişmiş ve deneyimli bir kadroya ve modern yöntemlere dayanmaktadır. Bu kapsamda yapılan sayısız testler arasında gıdalarda trans yağ asidi izomerlerinin tayini hizmetleri de bulunmaktadır.