Günümüzde pek çok ürün, özellikle kozmetikler, tüketim malları ve tıbbi cihazlar, genellikle uzun süreler boyunca cilt ile rutin olarak temas etmektedir. Bu nedenle kabul edilebilir tolere edilebilirlik bu ürünlerin kullanılması için bir ön koşuldur. Hayvan testleri gibi alternatif test yöntemlerinin yasaklanması ve hücre kültürü testlerinin insanlara ancak sınırlı ölçüde aktarılabilmesi yüzünden, tıbbi gözetim altında insan denekler üzerinde yapılan testler, etik ve bilimsel açıdan günümüzde anlamlı ve gereklidir.
Tolere edilebilirlik doğrulanması üretim faaliyetlerinin en önemli yönü olduğundan tüm testler dermatolojik kontrol altında yapılmalıdır. Ürünler vücudun belirli bölgelerine, örneğin ağız, burun, gözler veya örneğin çocuklara yönelikse, dermatolojik kontrol çok daha gerekli olmaktadır.
Üretici firmalar esas olarak şu disiplinlerle birlikte çalışmaktadır:
Tolere edilebilirliğin yanı sıra, etkinlik de kozmetik ürünleri değerlendirirken önemli bir husustur ve pazarlama iddiaları ve yayınları için temel oluşturur. Ürünlerin etkinliğini araştırmak için çok çeşitli geleneksel ölçüm teknikleri bulunmaktadır. Burada dikkate alınan hususlar çok çeşitlidir. Yaşlanma karşıtı alan önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. Ayrıca kirlilik önleme, cilt rengi, kirpik uzunluğu, saç dökülmesi, cilt koruması, mikro biyom, deodorant ve terlemeyi önleyici etkiler ve çok daha fazlası söz konusu.
Gelişmiş laboratuvarlarda gerçekleştirilen dermatolojik testler her uygulama için ayrı ayrı planlanır ve üretici firma katkıları ile birlikte tasarlanır.
Dermatolojik testler, bir ürünün ciltte tahrişe ve duyarlılığa (alerjik reaksiyonlara) neden olma potansiyelini değerlendirir. “Dermatolojik olarak test edilmiştir” gibi etiketler, bir ürünün cilde zarar vermeyeceği veya tahriş etmeyeceği konusunda belirli bir düzeyde güven sağlar. Hassas bir cilt varsa veya geçmişte kozmetik ürünlere karşı bir cilt reaksiyonu geçirilmişse, bu tür etiketlere dikkat edilmektedir. Her ne kadar kozmetik içerikler denetleniyor olsa da bu, tüm kozmetik içeriklerin tamamen zararsız olduğu anlamına gelmemektedir. Cilt tahrişine veya alerjik reaksiyonlara neden olabilecek birçok bileşen bulunmaktadır. Bir ürünün hassas ciltlere uygun olduğundan emin olmak için ürünün son haliyle test edilmesi gerekir.
Kısaca “dermatolojik olarak test edilmiştir” ifadesi, ürünün gönüllüler üzerinde test edildiği ve testin, test sonunda bir dermatoloğun gözetiminde bağımsız sertifikalı bir laboratuvar tarafından yapıldığı anlamına gelir.
Bir kozmetik ürünün ruhsatlandırılması için gerekli dermatolojik testlerden biri yara bandı ile maruziyet testi yani yama testidir. Bu test, kozmetik ürünün cilt ile temasında tahrişe ve iltihaba neden olup olmadığını kontrol eder. Kozmetik ürün uygulandıktan 48 ve 72 saat sonra cildin durumu değerlendirilir. Bu test sadece normal cilt tipine sahip kişiler veya potansiyel reaksiyonları zaten yaşamış kişiler üzerinde yapılabilir. Dermatolojik olarak kontrol edilen tüm ürünler, hassas cilde sahip olanlar dahil olmak üzere, ürünlerin iyi bir şekilde ve ciltte herhangi bir tahrişe yol açmadan tolere edildiğini gösterir.
Kuruluşumuz tarafından işletmelere verilen sayısız test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmaları arasında kozmetik ürünlerin dermatolojik testi hizmetleri de bulunmaktadır.