Petrol, yerkürenin kabuğunda inanılmaz derecede yüksek sıcaklıklara ve basınca maruz kalan bitki, plankton ve yosun kalıntılarından oluşmaktadır. Oldukça doğaldır, ama kesinlikle cilde sürülmemelidir. Oysa, kozmetik sektörü petrolden elde edilen maddelerle, yani petrokimyasallarla dolup taşıyor. Maskara formüllerinden rujlara, nemlendiricilere, vücut losyonlarına, şampuanlara, saç kremlerine, fondötenlere ve parfümlere kadar kelimenin tam anlamıyla bu petrokimyasallar her yerdeler.
Petrokimyasallar kozmetik ürünlerde farklı nedenlerle yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin cildi nemlendirir, ürünlerin daha pürüzsüz bir şekilde kaymasına yardımcı olur, losyon ve iksirlerin raf ömrünü uzatır ve kokuyu ürünün her tarafına eşit olarak dağıtır. Ancak petrol ifadesi malzeme listelerinde nadiren yer alır. Bunun yerine genelde farklı isimler altında listelenir.
Mineral yağ, vazelin ve parafin mumu, petrokimya ailesinin en ünlü üyeleridir. Bu bileşenler, tıkayıcı özelliklerinden dolayı kozmetik sektöründe yaygın olarak kullanılır. Birçok geleneksel kozmetik ürünü, cildi daha uzun süre nemli tutmaya yardımcı olmak için kullandığı cilt üzerinde bir bariyer oluşturur. Ancak bu bariyer, kozmetik ürünlerinde gizlenen kir ve yağ gibi bileşenlerin cilde yapışmasına, gözeneklerin tıkanmasına ve sivilce ve siyah noktaların ortaya çıkmasına neden olur. Cildin doğal terleme sürecine müdahale ederek detoksifikasyon hissini engeller. Bazı petrokimyasallar ise kanserojen safsızlıklar ile kontamine olabilir.
Kuruluşumuzda gerçekleştirilen test, analiz, ölçüm ve değerlendirme çalışmalarında, ulusal ve uluslararası standartlara ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uyulmakta ve güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir. Bu kapsamda yapılan sayısız testler arasında petrol kalıntısı içermez tayini hizmetleri de bulunmaktadır.