Bir kimyasal maddenin veya bileşiğin zararlı etkilere neden olma potansiyelini değerlendirmek için toksisite testleri yapılmaktadır. Toksik değerlendirme testleri, araştırma çalışmalarında, safsızlık içeren ilaçlarda, izole safsızlıklar üzerinde ya da havada gerçekleştirilebilir.
Hava kirliliği, dünya genelinde tüm insanları ilgilendiren ve yaşamı çeşitli şekillerde etkileyen küresel bir problemdir. Atmosfere salınan kirleticiler aşırı çeşitlilik gösterir ve bunların toksikolojik karakterizasyonu, karmaşık bir yaklaşım ve modern yöntemlerin kullanılmasını gerektirir. Bazı hava kirleticilerinin toksisitesi günümüzde ele alınmış olsa da, bir kısmı henüz yeterince araştırılmış değildir ve toksikolojik özellikleri bilinmemektedir. Örneğin nanopartiküller için. Ayrıca, atmosferik kirleticiler komplike karışımlardan meydana gelmektedir ve bu tür karışımların etkisi tek başına kimyasal analizlerle tespit edilememektedir. Gelişmiş laboratuvarlarda atmosferik matrislerden bileşiklerin toksik potansiyelini değerlendirme çalışmaları yapılmaktadır.
İnsan hücresi bazlı in vitro testler, hem dış hem de iç mekan hava kirletici karışımlarının önemli hücresel reseptörlerle etkileşime girerek çeşitli toksik potansiyeller ortaya çıkardığını ortaya koymuştur. Toksisite değerlendirme testleri, toksik potansiyellerin ince partikül yapısı ve bunların biyoerişilebilirliği ile ilişkisini göstermektedir. İnsanlar açık havada ve kapalı ortamda çok karmaşık kirletici karışımlara maruz kalmakta ve bu karışımların bir kısmı toksikolojik olarak değerlendirilmektedir.
Son yıllarda örneğin Avrupa ülkelerinde büyük ölçüde hava kirliliği sorunu aşılmış olsa da, dünyada hava kirliliği sınırlarının sıklıkla aşıldığı birçok yer bulunmaktadır. Çoğu durumda bu kirlilik, ağır sanayi ve trafikten kaynaklanmaktadır. En önemli hava kalitesi göstergelerinden biri partikül madde konsantrasyonudur. Gaz halindeki hava kirleticileri de sağlık riski yaratmaktadır. Bu nedenle, ortamdaki partikül maddeye maruz kalma önemli bir insan sağlığı sorunudur ve PM10 (aerodinamik çapı 10 µm’den küçük olan partiküllerin konsantrasyonu) izlenmektedir.
Açıkçası, kimyasal ve toksikolojik değerlendirme oldukça tamamlayıcıdır. En doğrusu her iki veri türünü birleştirmektir. Kimyasal analizlerle, karışımın bileşimi ortaya çıkarılmaktadır ve böylece olası toksisite etkenleri belirlenmektedir. Toksikolojik analizlerin kullanılması, karışım etkilerini kapsamaya ve toksisite mekanizmalarını tanımlamaya izin vermektedir.
Kuruluşumuz, çeşitli sektörlerdeki işletmeler için verdiği sayısız test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmaları arasında, eğitimli ve uzman bir kadro ve gelişmiş teknolojik donanımı ile, toksik değerlendirme test hizmetleri de vermektedir.