İçme suyu kaynakları göl, akarsu ve yeraltı sularıdır ve bu kaynakların şu anda ve gelecekte yeterli olmasını desteklemek için su kullanım verimliliği teşvik edilmektedir. Su kaynaklı salgınlar ve bu salgınlara bağlı hastalıkların önüne geçebilmek için temiz ve sağlıklı suyun temin edilmesi, bunun için de suların arıtma işlemlerinden geçirilmesi gerekmektedir. Su, arıtma tesislerinde bir takım yöntemlerle işlenmekte, sağlık koşullarına uygun hale getirilmekte ve ancak bundan sonra dağıtım sistemlerine verilmektedir.
Temiz ve sağlıklı su, insan sağlığına zarar vermeyecek ve içeriğinde mikrobiyolojik ve kimyasal kirleticiler bulunmayan, aynı zamanda sağlık için gerekli mineraller bulunan sudur.
Dağıtım sistemlerine verilen su bu açıdan belli standart ve kriterlere uygunluğu test edilen sudur, ancak suyun, dağıtım sistemlerindeki yolculuğu sırasında birçok nedenle kalitesi bozulabilir. Suyun kalitesi, sudaki mikroorganizma sayısına bağlı olarak düşmektedir. Suyun kimyasal içeriği de su kalitesi üzerinde etkilidir. Özellikle suyun arıtımı sırasında, mikroorganizmalara karşı kullanılan kimyasal ilaçlar, suyun kalitesini düşürmektedir. Suyun fiziksel özelliklerinin bozulması da suyun kalitesinde diğer belirleyici bir parametredir. Gelişmiş laboratuvarlarda kullanım suyu analizlerinin yapılması bu nedene önemli olmaktadır.
Kuruluşumuzda gerçekleştirilen test, analiz, ölçüm ve değerlendirme çalışmalarında, ulusal ve uluslararası standartlara ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uyulmakta ve güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir. Bu kapsamda yapılan sayısız testler arasında kullanım suyu analiz hizmetleri de bulunmaktadır.