Mikotoksinler, yemlerden hayvan kaynaklı ürünlere, kontaminantların taşınması yoluyla insan besin zincirine girme potansiyeline sahiptir. Yapılan araştırmalar, yemdeki mikotoksin kontaminasyonunun, hayvan kaynaklı gıdalardaki mikotoksin varlığını doğrudan etkilediğini göstermiştir.
Tahıl ve yem sektöründe, hammaddelerde küf tarafından üretilen bir dizi toksik kimyasal yan ürün olan mikotoksinler, ciddi sorun yaratmaktadır. Ayrıca bunların hayvan sağlığı ve üretkenliği üzerindeki etkilerine karşı mücadele, dünya çapında üreticileri zorlamaktadır.
Uzmanlara göre mikotoksinler, hayvansal üretimi etkileyen en önemli yem kaynaklı stres faktörleri arasında yer almaktadır. Yan etkileri çoktur ve bu görünmez toksinlerle ilişkili mali kayıplar oldukça fazladır.
Mikotoksinler, ısı, oksijen veya nem gibi çevresel faktörlere karşı doğal bir savunma tepkisi olarak küfler tarafından üretildiğinden, mikotoksin oluşumu bölgeye, yıla ve mevsime göre farklılık gösterir. Ayrıca hayvanların yetiştirme koşulları ve depolamada ve işlemedeki değişkenlik de mikotoksin seviyelerine katkıda bulunur.
Ancak mikotoksinler, kendi başlarına veya diğer mikotoksinlerle birlikte olumsuz etkilere sahiptir ve güvenli mikotoksin seviyeleri yoktur.
Mikotoksin analizi genellikle aflatoksin B1, deoksinivalenol, zearalenon, okratoksin A, T-2 toksini ve fumonisinleri tanımlamakla sınırlıdır. Yeni araştırmalar, mikotoksinlerin hayvanlar üzerindeki toksik potansiyelini göstermektedir.
Kuruluşumuzda gerçekleştirilen test, analiz, ölçüm ve değerlendirme çalışmalarında, ulusal ve uluslararası standartlara ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uyulmakta ve güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir. Bu kapsamda yapılan sayısız testler arasında yem analizleri - mikotoksin analizi hizmetleri de bulunmaktadır.