Yüz Dolgusu ve Deri Altı Dolgu Testleri

Yüz dolguları, yaşa bağlı yüzdeki hacim kaybını önlemenin yanı sıra, yaşlanmaya bağlı ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmak için de kullanılan bir yöntemdir. Yüz dolgu enjeksiyonu, Amerika Birleşik Devletleri’nde ikinci en yaygın cerrahi olmayan kozmetik prosedürdür. Yılda yaklaşık 3,5 milyona yakın yüz dolgusu yapılmaktadır.

Yüz yaşlanmasının temel belirtileri arasında yüz hacminin kaybı ve yüz yapılarının azalması yer alır. Yüzün deri altı yağ bölgelerinde hacim kaybı meydana gelir ve sönük bir görünüme neden olur. Yüz tutucu bağların zayıflaması, epidermisin incelmesi ve kolajen kaybı ile birlikte dermal atrofi, yüz yağ bölümlerinin azalmasına neden olur. Bu durum, nazolabial ve çene gibi yüz özelliklerini ortaya çıkarır.

Yüz dolgu enjeksiyonları, uygulama kolaylığı ve minimum iyileşme süresi nedeniyle büyük ölçüde popülerdir. Ancak dolgu enjeksiyonları risksiz değildir. Enjeksiyon teknikleri ve yüz anatomisi bilgisi, güvenli uygulama ve komplikasyonların önlenmesi için hayati öneme sahiptir.

İdeal dolgu maddesi biyouyumludur, immünolojik olarak inerttir, enjekte edildiği şekliyle hacmi korur, uzun yıllar dayanır ancak kolaylıkla geri dönüştürülebilir, doğal görünür ve hissedilir, hem kullanımı hem de depolaması ekonomiktir. Ancak çok az dolgu maddesi bu kriterlerin tamamını karşılar. Bu nedenle dolgu maddesi seçimi hasta ve enjektör merkezli faktörlerin birleşimine bağlıdır.

Günümüzde yüz dolgusu oldukça popüler bir hal almıştır. İdeal sonuçlara ulaşmak için çeşitli ürünler ve enjeksiyon teknikleri her hastaya özel olarak uyarlanır. Hastaları uygun şekilde tedavi etmek ve komplikasyonları yönetmek için yüz anatomisine ilişkin ayrıntılı bilgi gereklidir.

Yüzdeki yaşlanmanın dolgu enjeksiyon yoluyla tersine çevrilmesi, çok zaman önce başlamıştır. Bugün birçok güvenli ve etkili ürün mevcuttur bulunmaktadır ve her hastanın arzu ettiği etkiye göre uyarlanabilir. Hem ürünlerin hem de enjeksiyon tekniklerinin gelişmesi ile yüz dolgusu kullanımından kaynaklanan komplikasyon oranı düşüktür. Bununla birlikte, yüze dolgu enjeksiyonu sunan sağlayıcıların, yüz düzlemleri ve yumuşak doku bölmeleri dahil olmak üzere yüz anatomisi hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olması gerekir.

Şu anda kullanılan dolgu maddeleri, kaynakları, etkinlik süreleri ve birikme yerleri açısından büyük farklılıklar göstermektedir. Dolgu endikasyonları arasında kırışıklıklar ve kıvrımlar gibi yüz çizgileri, dudak dolgunlaştırma, yüz deformasyonları, çökmüş yara izleri, çökmüş gözler, dermatolojik hastalıklar, perioküler melanoz (göz çevresindeki cilde vitamin, mineral ve diğer maddelerin enjeksiyonunu içeren kozmetik bir tedavi), skleroderma (ciltte kalınlaşma ve sertleşme), kulak memesi dolgunlaştırma, küpe sarkmaları ve boyun dekolte gençleştirme yer almaktadır.

Kısaca yüz dolgusu ve deri altı dolgu uygulaması muayenehanelerde en sık uygulanan ameliyatsız yaşlanma karşıtı işlemlerden biridir. Ancak her şeye rağmen diğer enjekte edilebilir kozmetik prosedürlerde olduğu gibi, komplikasyonların ortaya çıkması muhtemeldir. Ancak bunları erken tespit edip uygun şekilde tedavi etmek plastik cerrahın ve dermatoloğun görevidir. Apse, selülit, inflamatuar olmayan nodüller ve yabancı cisim granülomları dolguya bağlı en sık görülen komplikasyonlardır.

Genel olarak yüz dolgusu ve deri altı dolgu maddeleri, enjekte edilebilir implant sertifikasına sahip olmalıdır. Bu maddelerin üretimleri tıbbi ürünlerin üretimine ilişkin Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından geliştirilen şu standartlara uygun gerçekleştirilmelidir:

• ISO 13485 Tıbbi cihazlar - Kalite yönetim sistemleri - Düzenleme amaçlı gereksinimler
• ISO 22716 Makyaj malzemeleri - İyi Üretim Uygulamaları (GMP) - İyi üretim uygulamalarına ilişkin kılavuzlar

Kuruluşumuz tarafından işletmelere verilen sayısız test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmaları arasında yüz dolgusu ve deri altı dolgu test hizmetleri de bulunmaktadır.